Devamını okuyun...>>
27 Kasım 2007 Salı
25 Kasım 2007 Pazar
EGE YE DAİR...

Agnus...
Devamını okuyun...>>
ÇOCUKÇA NEŞELER

Hangi kitabın sayfaları arasında kaldın sen çocukça neşelerim...Elimde kalanlarla bir yere varılmaz tez çık nerdeysen bul beni...Hani bazen bir anı gelir akla çocukluğa dair kimi zaman gülümser kimi zaman hüzünleniriz...Nezaman bir neşe sarsa içimizi çocuklar gibi şendim diye anımsarız...Hayatın her dönemi yaşanılasıdır da çocukluk gibisi varmıdır ki...En çok ne verseler mutlu olurdum bir dondurma, bir elma şekeri yada bir bebek...Çok renkliydi hayat o yıllarda ....Deniz ve gökyüzü mavilerden en güzel maviydi.Evimizin bahçesi en güzel yeşildi ...Kışın kar yağdığında taneleri avucumun içi kadar büyüktü...Hep yazın yüzerken koca elli bir kız olup kürek gibi suları bir o yana bir bu yana atmak isterdim hatta sırtımda yelkenlim bile olabilirdi...Gökkuşağını gördüğüm ilk günü anımsarım sihir gibiydi sanki...Kim çizmişdiki bu resmi gökyüzüne....Uçan balon merakım, patates cipsi sevdam, sakız yutmadaki rekorum ve bir elimden annem bir elimden babam tutupta yollarda salınırkenki neşem....
Birini anımsayınca patır patır mısır patlağı gibi zihnimden kalemime dökülen neşeli şarkıdır çocukluğum...Tadı gevrek tuzlu , görüntüsü gökkuşağından renkli çocukluğum....
Kadın olmanın entellektüel tek yanı sorgulamayı, görselliği beyinde çözünürlülük sağlamayı erkeklerden daha başarılı kıldırmak... Çok okudukça empatiyi arttırmak...Çok film izledikçe sevgisizliğini hissetmek...Nezaman büyüdük, çocukluk nezaman bitti, nezaman bukadar veren taraf olduk ve sevgisizliğimizi hissedip içimize atar olduk...Kırıldık, ağladık ne sarıldık ne sarılındı ne de sığındık....Daha dün çocuktum ben bu göz yaşları okul yollarının çiçeklerine dökülen sular değil benim benim ta kendimim ...Ne zaman geçti bu ömrün çocukluk yılları ben daha sakızlarımı açmamıştım oysaki....
Agnus....
Devamını okuyun...>>
23 Kasım 2007 Cuma
CENNET İNTERNET Mİ? - CAN DÜNDAR

Papa II. Jean Paul geçenlerde yaptığı bir açıklamayla öbür dünyaya inananlara tamiri imkânsız bir darbe vurdu. Bu açıklamada Papa, öbür tarafa gidip gelmişcesine kendinden emin bir ifadeyle "Cennette seks yok" diyordu. Papa'ya göre cennete gidenler "Kardeş kardeş yaşayacaklar"dı.
Aktüel, geçen hafta bu açıklamadan yola çıkarak Türkiye'deki din bilginlerine "Bizim cennetin durumu"nu soruyor ve son derece ilginç yanıtlar alıyordu. Prof. Hüseyin Hatemi ve Mehmet Şevket Eygi cennette fiziki ilişki olmayacağını, daha çok manevi nazların öne çıkacağını söylerlerken, resmi görüş bu tahmini paylaşmıyordu. Diyanet İşleri Başkanı M. Nuri Yılmaz, "Dünyada arzulanan herşey cennette olacaktır." diyerek inananların ruhuna su serpiyordu.
İstanbul İlahiyat'tan Süleyman Ateş ise bu konuda en cesur açıklamayı yapıyor ve şöyle diyordu: "Cennette seksin en mükemmeli yapılacak. İnsanlar dünyada tadamadıkları zevkleri tadacaklar."
Ateş'in verdiği bilgilere bakılırsa cennette erkeklere verilen hurilerin hepsi bakire... "Bunlar tertemiz kadınlar," yani "aybaşı, kanama gibi dertleri yok." Üstelik "göğüs uçları taze üzüm taneleri gibi..." Ve daha da önemlisi, cinsel ilişkiden sonra da bekaretlerini koruyorlar.
"Cennetten haberler"in kadınları ilgilendiren bir başka kısmı ise "gılman"lar... Bunlar kadınların emrine verilecek genç, yakışıklı ve bakir erkekler... Ateş, gılmanlar sayesinde kadınların "bu dünyada tadamayacakları zevkleri tadacaklarını" söylüyor.
Dünyevi bütün yasaklara, "N'asıl olsa cennette ödüllendirileceğiz" diye katlananlar için Papa'nın ve Prof. Hatemi'nin sözlerinin nasıl bir hayalkırıklığı yarattığı, buna karşın Prof. Ateş'in yorumlarının nasıl bir teselli olduğu tahmin edilebilir. Yine de, yeryüzünde böylesine lanetlenen bir şeyin öbür tarafta insanlara ödül olarak verilmesi fikri pek inandırıcı değil. O yüzden ben de sırat köprüsünün ötesindeki cennetin bir "seks cenneti" olamayacağı konusundaki yorumları daha "gerçekçi" buluyorum. Prof. Ateş'in ateşli açıklamalarını ise "birbirinden cazip hurilerle gılmanların rol aldığı başarılı bir reklam çalışması ve özendirme çabası" olarak yorumluyorum.
* * *
Cennet spekülasyonlarını okurken benim asıl ilgimi çeken ise, "Aktüel 2000"de yayımlanan sanal seks dünyası öngörülerinin, bizim cennet tahayyülleriyle şaşırtıcı bir benzerlik göstermesiydi. Anlaşılan o ki, yarının teknoloji dünyasında seksin yeri konusunda da bilim adamlarının kafası karşık. Acaba teknolojinin insan hayatına hükmedeceği bir sanal dünyada seksin yeri ne olacak? Daha doğrusu seks olacak mı? Cinsellik ölecek mi, zenginleşecek mi? Bazı bilim adamları bu sorulara yanıt ararken İnternet'ten örnek veriyorlar. İnternet'in küresel ortamı, kimilerine göre seksin sonunu, kimilerine göre ise "insanların hiç tatmadıkları zevklerle yüklü" yeni bir cinsel yaşamı haber veriyor. Tıpkı cennet tahayyüllerinde olduğu gibi İnternet'te de hurilerin ve gılmanların cirit attığı son derece zengin bir erotizm var, ancak fiziksel anlamda bir cinsel ilişki yok... Cinsel ilişkinin yerini fantezilerin, bedensel temasın yerini manevi nazların aldığı bir teknolojik alışveriş var...
Bilim adamlarının tahminlerine bakılırsa, bu evrende zamanla seks tamamen bir oyuna dönüşecek. Bilgisayar başında ekran seksi yapan bütün kadınlar bakire, bütün erkekler bakir olacak. Dünyevi sekste olduğu gibi birbirlerini görmedikleri için hiçbir toplumsal ya da psikolojik baskı altında olmayacaklar. "Bir duyan olursa," "Ya beceremezsem" kaygıları olmayacak ve insanlar gerçek yaşamda akıllarından bile geçiremedikleri fantezileri sanal dünyada yaşayacaklar.
Biri kutsal, diğeri sanal bu iki dünyanın gelecek tasarımlarındaki benzerlik sizi de şaşırtmıyor mu?
Anlaşılan o ki, İnternet insanlığa yeni bir cennet vadediyor, daha doğru bir deyişle, insanoğlu yeryüzü cennetini İnternet'te yaşamaya hazırlanıyor.
Yakında bilgisayar dünyasının Papası Bill Gates "İnternet'te seks yok. Aboneler kardeş kardeş yaşayacak” açıklaması yaparsa hiç şaşırmayacağım.
Devamını okuyun...>>
Gönderen
Agnus Dei
zaman:
04:32
0
yorum
Etiketler: GÜNCEL YAZI
22 Kasım 2007 Perşembe
KOCAMAN

Agnus...
Devamını okuyun...>>
ZAMANA BIRAKMA BİZİ
dokunur ruhuna
dilimden kalbine
apaçık bir muhtira
zamana birakma bizi
vucutlara böler kalbimizi
başka dudaklar deger
silinir muhrumun izi
sanilmasin yastayım yapyalnizim
yoluma devam edeyim
kaldigim yerden
yalanlardan duvar ördüm
göğsüme bir daha yara almam
vurdugun yerden
son bir defa
gel sarıl boynuma
ayrılıktan bahsetme
ya da git kendi yoluna
ama zamana birakma bizi
vucutlara böler kalbimizi
başkasina gösterme
kalbindeki parmak izlerimi
Devamını okuyun...>>
Gönderen
Agnus Dei
zaman:
10:57
0
yorum
Etiketler: ŞARKI SÖZÜ
PARANOYALARDA KAYBOLMA
Önce çok seversin ...Sorgulamadan kendini, yaptıklarını, yaşadıkların çekildikçe girdiğin dipsiz vuslatlardan hiç çıkmak istemediğin bir anda tüm içine atmalarınında tetiklemesiyle uyanırsın....Birde bakarsın günışığı çok yukarlarda seyrediyor...Kıskanç bir insansındır artık, hava ve su O nu kaybetme korkusunun yanında esamesi okunmayacak kadar önemsiz kalmıştır...Her buluşmada, her O na varışta, her O nla tek vücut oluşlarda aynı tedirginlik " Hala benim mi, aklında fikrinde hala ben mi varım" ....Sen artık bir paranoyaksındır kendi gözlerinden dahi kendini kıskanan. Tek optimist yanın hala kendini bilmen...Kendini tanımaz olduğunda kendinden sebep aldatılma hıncıyla yok edeceğin tek şey kocaman bir SEVGİDİR ...Dahası mı ? Kötü yaşanmışlıklar yüzünden yeni ilişkilere güvensiz başlama paranoyaları .....
Agnus
Devamını okuyun...>>
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Theme Design By : ThemesBlogger