25 Kasım 2007 Pazar

EGE YE DAİR...

Dikkat ettim kim sıkılsa kim emeklilik hayalleri kursa bir Ege ye yerleşme, kaçma, sığınma durumları içine giriyor...Olmaz durun orası benim sığınağım....Ben önceki hayatımda sanırım Egede yaşadım ...Tabiii öyle bir olgu varmı bilmiyorum içsel bir tanımlama bu....Denizin kenarında durup kar beyazı elbisemle kıyıya vuran denizin akşam üstü esintisiyle huzur buluyormuşumda geri dönüp baktığımda penceresinde tülleri uçuşan evimden gelen mis gibi çiçek kokularıyla ben sanki günü selamlıyormuşum o hayatımda ya da bu benim Egeyi mekan seçmeme avuntu sağlayan kendimce yarattığım içsel birşey ...Evet gidicem bilmediğim Alaçatı mı olur yoksa başka bir yermi bilmem yerleşicem, yaşlanıcam, ölücem...Mümkünse küllerimi bile Egeye savursunlar okadar derin bir bağlılık hallerindeyim...Benim sığınağım orası herkes kendine başka bir yer seçsin ....Yoksa hayallerin boşluktaki kirliliğinden gitmeden Egeyide kirleticez...Ben söyliyim önce ben hayal ettim çekin hayallerinizi üstümden ....Bir rahat nefes alalım Egeye dair...

Agnus...



Devamını okuyun...>>

ÇOCUKÇA NEŞELER


Hangi kitabın sayfaları arasında kaldın sen çocukça neşelerim...Elimde kalanlarla bir yere varılmaz tez çık nerdeysen bul beni...Hani bazen bir anı gelir akla çocukluğa dair kimi zaman gülümser kimi zaman hüzünleniriz...Nezaman bir neşe sarsa içimizi çocuklar gibi şendim diye anımsarız...Hayatın her dönemi yaşanılasıdır da çocukluk gibisi varmıdır ki...En çok ne verseler mutlu olurdum bir dondurma, bir elma şekeri yada bir bebek...Çok renkliydi hayat o yıllarda ....Deniz ve gökyüzü mavilerden en güzel maviydi.Evimizin bahçesi en güzel yeşildi ...Kışın kar yağdığında taneleri avucumun içi kadar büyüktü...Hep yazın yüzerken koca elli bir kız olup kürek gibi suları bir o yana bir bu yana atmak isterdim hatta sırtımda yelkenlim bile olabilirdi...Gökkuşağını gördüğüm ilk günü anımsarım sihir gibiydi sanki...Kim çizmişdiki bu resmi gökyüzüne....Uçan balon merakım, patates cipsi sevdam, sakız yutmadaki rekorum ve bir elimden annem bir elimden babam tutupta yollarda salınırkenki neşem....
Birini anımsayınca patır patır mısır patlağı gibi zihnimden kalemime dökülen neşeli şarkıdır çocukluğum...Tadı gevrek tuzlu , görüntüsü gökkuşağından renkli çocukluğum....
Kadın olmanın entellektüel tek yanı sorgulamayı, görselliği beyinde çözünürlülük sağlamayı erkeklerden daha başarılı kıldırmak... Çok okudukça empatiyi arttırmak...Çok film izledikçe sevgisizliğini hissetmek...Nezaman büyüdük, çocukluk nezaman bitti, nezaman bukadar veren taraf olduk ve sevgisizliğimizi hissedip içimize atar olduk...Kırıldık, ağladık ne sarıldık ne sarılındı ne de sığındık....Daha dün çocuktum ben bu göz yaşları okul yollarının çiçeklerine dökülen sular değil benim benim ta kendimim ...Ne zaman geçti bu ömrün çocukluk yılları ben daha sakızlarımı açmamıştım oysaki....
Agnus....


Devamını okuyun...>>