Şimdi ne oldu ki ben anlamadım....Bu sonbaharda da dertler kocaman oldu ben küçücük kaldım...Her bahar geldiğinde tüm geliştirdiğim korungaçlarımla hüzünlerin beni alt etmesine direnme sığınakları açıyorum...Ya açıyorumda ne oluyor ki sanki bir işe yaramıyork ki ...Kebap şişleriyle sanki şişleniyorum.Yani bu tanımlama fazla arabeskse starwars da ki renkli ışın kılıçlarınıda düşünebilirsiniz... Görmemem gereken duymamam gereken hatta beni uzaktan yakından ilgilendirmeyen herşeyi duyuyorum, görüyorum ve üzülüyorum ....Tanrım ben neden kış uykusuna yatamıyorum ki....Keşke böyle bir imkan olsa çok kişinin dünya değiştirdiği en azından şu Kasım ayını yaşamasam hatta Kasımlar mümkünse beş veya on gün olsa....Puhahaa Şimdi diyeceğimki Kasımlar bayram olsa Kasım bir ilkbahar ayı olsa papatyalar açsa, kuzular çayırda koşsa...Heidi de görmüştüm küçükken dünya ya İlkbahar ne de güzel geliyordu...Şehirdeysen bazı kalan erik ağaçlarında açan çiçeklerle minik bir züğürt avuntusu içinde ' Yurduma bahar gelmiş' moduna giriyorda insan . İlkbaharda görünmeyen ağaçlardan bayağı bir yaprak dökülüyormuş...Yerler, sokaklar, etraf Kasımın gelen hüznünü yaşıyor....Hani baharat renkleri vardır tarçın, sumak ,kimyon heryer öyle işte tüm ağaçlar, tüm doğa, kocaman kocaman hemde KOCAMANNNNNNNNNNNNNNNNNNN.....Baharat renginde hüzünler yağıyor bu kasımda da yurduma ....
Agnus...
Devamını okuyun...>>