11 Ocak 2008 Cuma

ÜŞÜYORMUYUM BİLMİYORUM




Yok denilen yerde çıplak göz yaşlarına bürünür gecedeki varoluşum....Kalın örülmüş hırkasından ayrılmış, yönünü şaşırmış herzaman içime akan göz yaşlarımla tanıştım bu gece....Süzüldüler yanaklarımdan nekadar sıcak bir okadar da soğuklarmış...İçten çıkan duyguların ısısı yangını süzülürken yanaklarımdan varoluşu tamamlanır tamamlanmaz soğuk dünyanın soğuğunu hissettiriyor insana.....Her akan yaşta ben mi aktım acılarım mı aktı yoksa üşüdük mü beraber bilmiyorum... Kurumuş bir karanfile sinmiş sıkıştırıldığı kitap arasındaki sayfaların kokusu gibi saman kokan geçmişin birikimlerini kıyamadım silmeye ..Yolunu bulsun istedim öksüz yüreğim gibi ...Bekledim savrulası bir rüzgarda esmedi benden gelen bana değdi ....Sessiz haykırışların sulu yansıması yanaklarım gibi kalbimide üşüttü ...Kimler terkettiyse hayallerimi geçmişimi zaten gideceklermiş, onlar giderken gittikleri yollar göz yaşlarımla suladım....Hayırlısı ile gitsinlerde birdaha gelmesinler....Çocukluğumun Emirgan Parkı yüreğim sonbaharı yaşıyor...Sararmış yapraklara binmiş göz yaşlarım yağıyor bu gece ....Her damlada hafifliyormuyum yoksa üşüyormuyum bilmiyorum....
Agnus....


Devamını okuyun...>>

GEÇMİŞTEN GELEN



Annem çağırdı geçen gün eskilerden birşeyler toparlamış sen bak içinden alacakların varsa al yoksa kızım verelim dedi kalmasın... Aslında şöyle bir bakınca dokununca ozamanlara götürecek eşyalar küçük gümüş büfe süsleri, benim 1. sınıf abaküsüm, bazı kutular ahçap kimi zaman annem takılarını koyardı içine, sararmış bazı işlemeler ve çok sayıda kitap birde birde benim içinde küçük dünyalar biriktirdiğim kumbaram :D
Sanki onu görünce eskiyi gördüm...Amcamın o bankada işe başladığı ilk zamanları, elinde kutuda getirdiği bu ilk kumbaramı iki tane anahtarını.... Ne çok sevinmiştim bir tarafından kağıt para diğer tarafından demir para atardım içine :D çok param olurdu benim öyle anımsıyorum paralarım sığmazdı bu kumbaraya ...Ozaman gözüme büyük gelirdi ama sanırım paralar daha büyükmüş şimdi nasılda küçülmüş....
Şöyle aldım elime salladım içinden yumuşak bir ses geldi ...Para değil de neydi ki bu normalde önemsemem ama açayım dedim...
Açtım ve içinden yara kabuğum çıktı.....
Sanırım altı yaşlarımdaydım sürekli düşüp hep sol dizimde olan yaranın kapanmasına izin vermiyor sürekli aynı yeri sıyırttırıp kanatıyordum ....Birden sol dizime baktım .. Aynı yere defalarca düşünce iz kalmıştı ve kabuğu elimdeydi....Bu kabuğu tutması ve düşmesi için o kadar çok beklemiştim ki sonra incecik tutan yerinden koparıp saklamıştım :D
Küçücük bir yara kabuğu sayesinde neler düşünmedimki ....Babamı, sokağımızı, düştüğüm yerleri, tentürdiyot sürdürmem diye dizim kanaya kanaya kaçmalarımı, sargı bezini çözüp kabuğa hadi nolur çabuk düş sokağa çıkıcam ben çıkamıyorum demelerimi :D
Geçmişten gelen bir kumbara ve paradan değerli bir birikim yara kabuğum ......Unuttuk sandığımız herşey aslında aklımızda. Saklı kuytularda uyuyorken küçük karşılaşmalardan büyük geriye gidiş serüveneleri hoş olmuyorda değil ....Kendi kabuğunuzu bulmanız dileklerimle
Agnus....


Devamını okuyun...>>

MIZIKMIYORUM



MIZIKMIYORUM
Yok öle hayata mızıkmak diyorum kendime
Kendini kapıp koyuvereceğin aşkları düşün
Sonrasındaki acılarını
Mükemmel bir 8mm film içinde
8,5 tuğla ses geçirgenliğinde
Şimdi camları kırma zamanı...
Elimde sapan,
Cebimde dizili cephane taşlarımla
Yaramazlık dozu şırıngalıycam bünyeye

Eh! beklesin artık aşk acısı napalım...
Ben aldım izni mutluluk
Artık mızıkmıyorum
Mutluluk pabucu yarımmm
Çık dışarıya oynıyalımmm
Agnus...


Devamını okuyun...>>