30 Temmuz 2008 Çarşamba

BABASIZ


Kasvetine kurban olduğum geceler ....Duyguların son durağı gün doğumuna kadar çekmecelerde saklanmış ne varsa heleki yalnızsan dökülüverdiği karanlık gecelerin hatrına üç beş mısra ya gelir aklıma ya da sıralarım ruhumdan damlalarımı...Bilirimki kendini tamamlamış ne varsa dökülücek yazılarıma...

Çok geç olmadan ve belkide uyumadan ki ben bilmem uyanamamayı nedendir bilinmez yazmak geldi içimden...Babamı özlediğimi hissettim gene bu gün...Sesleri babamın sesine yüzleri babama benzetmeye başladım gene...İlk rüyamda onu Kabataştan Beşiktaşa doğru yürürken görmüş ölmediğini ama uzak durmak istediğini söylemişti...Ortaköye kadar yalnız yürümüş ve ağlamıştım neden bizden kaçıyor neden ölümle koydu bunun adını diye...

Bu akşam haberlerde dört yaşında bir kız çocuğunun babasının öldüğünü gördüm bu Güngörendeki hayin saldırıda...Annesi diyorki dört yaşındaki kızıma nasıl anlatabilirim...Sanki yirmi yaşında olsa değişicek mi ? Babasızlık babasızlık işde...

Solan çiçek her babasız insan ya da kızlar bilmiyorum...Hayatımın en ağar travmasını yaşadım...Kimi kaybederseniz kaybedin hangi yaşda olursanız olun ama baba kaybının acısını anlatamam...Sadece bildiğim ciğerlerinizin bir yerinde gizli kalmış sıcak kor halinde bir nefes var ve onu veriyorsunuz duyduğunuzda...Hani nasıl aldığınızı bilmiyorsunuz nefeside çıkışında kavruluyorsunuz...

Babamı çok özlüyorum...Bağrıma basacak hiç birşeyim yok...Delilik bu...

Kutsala saldırı bence bir evladı babasız bırakmak...Allahın katında nasıl cezalandırılırlar bilmiyorum ama idam edilmeleri gerekiyor...

Küçücük ellerin uzandığında babaları tarafından tutulamadığı travmalar ülkesi oldu yurdum...

Babamızı almayın ağıtlarına kulak vermeyip ekonomide şunu bunu yaptık diye öne çıkan siyasi liderler yarım kalan anıları veya kırılan, yanan kalpleri nasıl iyileştirmeyi düşünüyorlar...Kriz masası kurarak mı ???

Senin baban şehit oldu yavrum diyerek anlatılan mertebeyi küçücük çocuk nasıl anlasın o babasından çukulata bekliyor o sevgi istiyor sebebini adını bile bilmediği bir savaşta yanlış izlenen politikalar sonucu elinden alınan babasının şehit olması yada cennette olduğunu ona nasıl kabul ettirebilirsiniz ki...

Kocaman yarınlarda yapayalnız bir kız çocuğu...Üzülme yavrum senin baban şehit oldu....Artık Devlet Baba var...Elimizi tutmayan, sevgisini vermeyen ve çukulata almayan Devlet Baba...

Kırık kalpler ülkesi oldu yurdum...Babasız yarımız, bakınca anlamazsınız görmeniz lazım....

....


Devamını okuyun...>>

BEKLERİM



Devamını okuyun...>>

27 Temmuz 2008 Pazar

HER DEM

Herzaman yalnızlıktan dem vurup sarıldığım şeylerde anladım ki iradesizliğimin esiriyim...Sigara zaman zaman alkol, kitap, internet, araba kullanmak ve belkide ağlamak...Ne çok şeyi kaçırıyorum tüm bunları yaparken bu iradesizliğimi yaşarken...En son yüzüme ne zaman yağmur yağmıştı ve ben ne zaman kalabalıklarda kahkahalarla gülmüştüm ...Ne zaman kederler bahçesine dönüştü ilk adımı hüzün olan yüreğim...Öyle yalnızımki ve bu okadar çok içimi acıtıyorki insanlara yakın konuşmamaya çabalıyorum içimdeki acının ateşini yüzlerinde hissetmemeleri için...Oysaki nekadar çokda ihtiyacım vardı omuzlarında ağlamaya...Sanırım ağlamak için yapay omuz çıksa en çok bizim ülkemizde gider...Ne bileyim yediğimiz kazıklardan bahsederken kazık yiğe yiğe uzaklaşmışız insanlardan ve o kazık atanlar hangi ara doğdular da büyüdüler...Onlar da bizim gibi değillermiydi kazık yediler de mi atmaya başladılar peki ya biz kazık yiğen ama atamayanlar iç güveysimi geldik bu dünyaya...Oksijeni emanet mi çekiyoruz içimize ve bünyeye kederi yüklüyoruz...Issız keder limanlarımı bizim yüreğimiz rotasını hiç bir kaptanın bilmediği yalnız kederler rıhtımı...Her dem bizemi ve her keder ....Bu bünyede keder her dem ise bu vatandaş gider...


Devamını okuyun...>>